"Tarihi canlı bir savaş alanı, bir ideolojik çatışma bölgesi olmaktan kurtarmamız lazım"

 

Tarih Tekerrür Eder mi Demiştiniz…

Tam bir yıl önce yine bir Eylül gününde Paşakoy’deydik. Rakip yine Mesarya’ydı. O gün de çok iyi oynamamıştık. Ama Hermann’ın tek golüyle maçı kazanıp Paşaköy’den sevinçle ayrılmıştık. Bu sefer tarihin tekerrür etmesini bekliyorduk, ama galiba sadece bekliyorduk. Tekerrür etmesi için fazla bir şey yapmamıştık. Doğru ya, kural budur, tarih tekerrür etmez ama benzer olaylar yaşana bilir. Benzerlerinin yaşanması için bir şeyler yapmanız lazım. Yönetim olarak, oyuncu grubu olarak, teknik ekip olarak ve de seyirciler olarak.

Bu sezona başlarken Lefke takımı bazı değişikliklere gitti. Üç önemli futbolcusuyla yollarını ayırdı. Kaleci Mehmet Özeralp serbest kaldığından Lefke’deki misyonunu tamamlayarak Mesarya takımıyla anlaştı. Kasım Tağman ve Semih Ünaldı ise takımdan ayrılmaları için izin istediler. Ayrılma süreçlerine ayrıntılı girmeyeceğim. Günün sonunda her iki futbolcu da Lefke takımına önemli ekonomik katkı sağlayarak M. Değirmenlik yolunu tuttu. Her üçüne de yeni takımlarında başarılar dilerim.

Lefke takımı boşalan eksik mevkilere transferler yaptı. Eski kaleci İrfan Özbay’la anlaştı. Kiralık verilen Gökhan Titiz’i orta saha için geri çağırdı. Genç Arda Karanfiloğlu’nu transfer etti. Geçen sezon şansız bir şekilde sakatlanıp sezonu kapatan, daha sonra Gaziveren SK’da sahaya çıkan Okan Gün’ü kadroya dâhil etti. Forvet hattı için yine genç Eyüp Canlı’yı transfer ederken, transferin son gününe de şimdilik kapalı kutu olarak tarif edebileceğimiz Kabıru Alhassan’ı yetiştirdi.

Hazırlık maçlarında Lefke takımı ve takviye yapılan futbolcuların oyunları süreklilik göstermedi. Kimi oyunlarda güzel, olumlu bir oyun sergilenirken, kimi oyunlarda ise takım tanınamaz durumdaydı. Ayrıca oynanan 6 hazırlık maçının Göçmenköy hariç 5’inin alt lig takımlarıyla yapılması da kafalarda takımla ilgili soru işaretleri oluşturuyordu.

Yine geçen yıl takımın vazgeçilmezlerinden olan Rahmi Çelik’in askerliğinden, Kaan Savaşkan’ın ise polis okuluna devam etmesinden dolayı yeterli antrenmana çıkmamaları da bir sorun teşkil ediyordu. Bu sorunlardan dolayı takımın nasıl bir oyun sergileyeceği merak ediliyordu.

Aslında maç gücü denk olan iki takım arasında oynandı. İlk yarı daha çok Mesarya oynadı, Lefke organize olamadı. İkinci yarıyı ise Lefke oyunu kontrol etti, Mesarya kontraları kovalamaya çalıştı. Mesarya ilk yarı bastırırken golünü attı, Lefke ise bunu beceremedi. Hatta doğru dürüst gol pozisyonuna giremedi. Tabi ki bunun da önemli nedenleri vardı.

Mesarya takımı ilk yarının belli dakikalarında saha ve seyirci avantajını da kullanarak daha baskın oynadı. Buna davetiye çıkaran da Lefke takımının orta sahasının gününde olmaması, savunma ile uyum içinde bulunmamasıydı. 24 ve 28. dakikalarda Mesarya’nın faydalanamadığı pozisyonlar adlarına golün habercisiydi. Ve 37. dakikada golleri de geldi. Orta sahada topu alan Okan Göktürk dikine iki Lefkeli oyuncusunu çalımlayarak ceza sahasına girerken sert şutla topu kaleci İrfan’ın sağından ağlarla buluşturdu. 42. dakikada Çağrı Kıral’ın sert şutundan sonra Lefke takımını 2. golden kale direği kurtardı.

Lefke takımı ilk yarı boyunca hiç bir mevkide organize olamadı. Kontrollü oymayım derken hatlar arasında uyum sağlanamadı. Oyunculardaki tedirginlik sahaya yansıdı. Geçiş oyunu oynanamadı. Orta sahada oynayan Okan Gün’ün mental ve fiziksel eksikliği, ayrıca rakip takım oyuncularının sert müdahalelerine maruz kalması bu alanda organizasyonun kurulmasını engelledi. İkinci yarıda Arda’nın oyuna girmesiyle Rahmi daha öne çekildi ve oyun düzeninde geçici bir düzelme yaşandı. Fakat bu orta sahadaki sorunu çözmek için yeterli olmadı ve değildir. Çünkü orta sahada top trafiği yoktur, geçiş yapılamıyor. Peki, geçişi nereye yapacaksınız? Tabi ki ileriye. Ama ileride top alacak, mevki açacak olmayınca top hep geriye oynandı. Oradan da ileriye orta yapıldı. Ama ileride Hermann yok artık.

Forvette oynayan Zekai Serdar formunda değil. Ayrıca Zekai forvet değil, kanat oyuncusudur. Hava topunda yok, alan yaratmada yok. Topu indirip pas yapmada yok. Sadece rakip savunmasını engellemek için geçici koşular yapmada var. Bundan dolayı da seyirciler teknik ekibin Zekai’yi uzun süre sahada tutmasına isyan etti. Yeni transfer Kabıru Alhassan’ın oyunu seyirciler arasında, “acaba yanlış mı yapıldı, yoksa Frank mı alınmalıydı” tartışmasını açtı. Antrenmanda ve oynanan bazı hazırlık maçlarında kumaşının iyi olduğu görülen Alhassan daha hazır değil. Zamana ihtiyacı var.

Peki, manzara-i umumiyeyi nasıl özetleriz ve neler yapmak lazım?

Kaleci İrfan Özbay dün çok istekliydi, kurtarışlar da yaptı. Yediği golde yapacağı fazla bir şey yoktu. Gün geçtikçe formunun yükseleceğini düşünüyorum.

Savunmada oyuncular arasında uyum vardır, fakat çıkışlarda zorlanmaktalar. Rakip takım baskı yapınca ve orta sahadan da yeterli destek alınamayınca ya top dolaştırılıyor, ya da zorlanıldığı anda top ileriye gönderiliyor. Kontrollü çıkış yapılamıyor. Yukarıda da ifade edildiği gibi Kaan Savaşkan’ın eksik antrenmanlarını tamamlaması lazım.

Orta sahada seçenekler bu sene çoktur. Yakup Esmeraslan geçen sene bıraktığı yerden devam ediyor. Rahmi Çelik geçen seneki formunu yakalamamasına ve antrenman eksikliğine rağmen Yakup’la orta sahada dengeyi kurmaya çalıştı. Bu ikilinin önündeki ismin seçimi şimdilik sıkıntı oluşturmaktadır. Bazı hazırlık maçlarında 10 numaranın önemli adayı benim dedirten Okan dünkü oyunda yeterli düzeyde değildi. Gökhan Titiz’in veya Aziz Özsakallı’nın burada nasıl oyun sergileyeceklerini daha bilemiyoruz. Orta sahada önemli bir isim de genç Arda Karanfiloğlu’dur. İkinci yarıda oyuna girince takıma önemli katkı koydu. Teknik ekibe bu alanda seçenekler arasından ilk 11 için doğru ve uyumlu tercihleri belirlemek kalmaktadır.

Forvet hattında şimdilik daha hareketli olan Alhassan’ı oynatmak doğru olacaktır. Böylece Zekai’den sağ kanatta daha bir verim almak mümkün olacak.

Yılmaz Şipal da dünkü maçta gayretliydi. Bu yıl antrenmanlarda da çok istekli görünüyor. Fakat daha yaşadığı sakatlığı ve sıkıntıları atlatmış değildir. Kısa sürede bunları aşacağını umuyoruz. Formunda Yılmaz takıma katkı yapar. Kemal Solkanat’ı da bu yıl daha istekli görüyorum. Doğru yerde oynatılması verimini artıracaktır. Bu sol bek de olabilir, sol açık da.

Dün bir daha takımda liderin olmadığına ve disiplinde sorun yaşandığına şahit olduk. Hakemi bıraktım saha içinde yardımlaşma yerine birbirlerine gösterilen tepkiler normal değildi. Bence o tepkilerin yeri ancak antrenman sahası olabilir.

Dünkü maçı daha da özetlememi isterseniz, seyircilerin lafını tekrarlaya bilirim: “Maçta Mesarya kalecisi Mehmet hiç yere yatmadı.”

Tabi ki tek maça göre takımla, futbolcularla ilgili karar vermek, hele bu maç ligin ilk maçıysa, erkendir. Umarız ilk maçta görülen eksikleri gidermek için yönetim, teknik ekip ve oyuncular önlem alacaklardır. Seyircileri sorarsınız onlar görevlerini dün fazlasıyla yaptılar. Bu ekonomik sıkıntılara rağmen takımlarını yalnız bırakmadılar ve Paşaköy’e çıkartma yaptılar…

NOT. Dün Lefke genç takımı Mesarya genç takımını Serhat Hacı Coşkun’un 28. dakikada attığı golle yenmeyi başardı. Genç takım teknik direktörü Arif Solkanat hocamı, genç takımdan sorumlu kulüp sorumlusu Ali Dana’yı ve genç takım oyuncularını teker teker tebrik ediyor, galibiyetlerinin devamını diliyorum.  

 804 26-09-22

  Paylaş   Tweetle   Paylaş   Paylaş   Gönder
Copyright © 2017 Doç. Dr. Elnur Ağayev | Bu sitedeki tüm görsel materyallerin hakkı saklıdır.
×
×

Avatar
Hatırla beni