• "Tarihi canlı bir savaş alanı, bir ideolojik çatışma bölgesi olmaktan kurtarmamız lazım"

Lefke'den Mektuplar XXXVIII

blog-post-image
Lefkeliler Atatürk’ü Zamandan Günümüze Saygıyla Anarlar

Kıbrıs Türklerinin Türkiye ile bağları Türklerin adaya yerleştikleri Osmanlı dönemi ile sınırlı kalmamıştır. Bu bağ zamandan günümüze devam etmiş ve etmektedir. Bu bağlılık Osmanlı sonrası İngiliz döneminde de, zaman zaman sınırlamalar getirilse de, etkin şekilde devam etmiştir. Özellikle İngiliz döneminde Kıbrıs Türklerinde ulusal bilincin oluşum ve gelişmesinde, ulusal benliğin korunmasında, Rumların ENOSİS politikası karşısında bu bağ daha bir önem taşımıştır. Bu bağın her iki yönü görevini yapmıştır.

Türkiye’de Mustafa Kemal liderliğinde sürdürülen Milli Mücadele dönemi de bu bağlamda karşılıklı yardımlaşma şeklinde hem Kıbrıs Türklerinde, hem de Türkiye’de unutulmayacak izler bırakmıştır. Kıbrıs Türkü tüm çabasıyla maddi ve manevi gücüyle Anadolu’daki ulusal mücadeleye destek vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ise tarihi bağlarından dolayı var olan ilişkiye dayanan desteklerini zamandan günümüze devam ettirmiş ve ettirmektedir. Bu bağ üzerinde sayısız çalışmalar yapılmış ve yapılmaktadır. Yapılması da gerekiyor…

Kıbrıs Türkü Kıbrıs’a önem veren, “Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece ikmal yollarımız tıkanır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir...” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ü hiçbir zaman unutmamıştır. Milli Mücadele döneminde verdiği desteğini sonraki dönemlerde de sürdürmüştür. Özellikle onun inkılaplarının Kıbrıs’ta, Kıbrıs Türkleri arasında yerleşmesine, burada hayat bulmasına özverili şekilde destek vermiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün serlerine sahip çıktığı gibi Kıbrıs’ta annesine ve kendisine anıtlar dikmiş, evlerinin ve iş yerlerinin duvarlarına resimlerini asmış, doğun ve vefatı günlerinde sevgiyle, hürmetle anmış ve anmaktadır.

Bugün Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86. yıldönümüdür. Tüm Türkiye’de ve Türk Dünyasında olduğu gibi Kıbrıs’ta da, Kıbrıs Türkleri arasında da Mustafa Kemal bugün anılacak, törenler düzenlenecek, şiirler söylenecek, konferanslar organize edilecektir. Bense sizi 80 yıl öncesine götüreceğim, 1944-1945 yıllarına, II. Dünya Savaşı’nın son yıllarına ve yenice bittiği yıllara, dünyada ölüm kalımın 5-6 yıldır yaşandığı bir döneme ve o dönemin Lefke’sine. Ve iki not aktaracağım.

1944 yılında II. Dünya Savaşı’nın devam ettiği yılda Kıbrıs’ın diğer bölgelerinde olduğu gibi Lefke’de de Lefkeliler Atatürk’ü vefatının 6. Yılında İngiliz müstemleke yönetiminin kısıtlamalarına rağmen anmayı ihmal etmemiştir.

1944 yılının Halkın Sesi gazetesinden okuyoruz:

“Lefgeden: 10.11.44 Ebedi Şefimizin Aziz ruhuna Çarşı camiinde mevlit okutulmak suretiyle hatırlatılmıştır.

Yüzlerce halk ve civar köylerimiz camide hazır bulunmuşlardır.”[1]

İngiliz müstemleke yönetimine rağmen o günün Çarşı Camisi’nde (bugünün Lefke Şeyh Nazım Kıbrısî Camisi) Lefke ve civar köylerden yüzlerce halk toplanarak Mustafa Kemal Atatürk’ün, aziz şeflerinin, atalarının ruhuna mevlit okutmuş, dualar etmişlerdir…

Şairler diyarı Lefke’de şairler bu üzüntülü, kederli günde duygularını, düşüncelerini, atalarına sevgilerini ifade etmekte geri dururlar mıydı? Durmamışlar.

Lefkeli şair Saffet 10.11.1938 tarihinde yazdığı Atatürk’e isimli şiirini 1945 yılı Halkın Sesi gazetesinde yayınlatmıştır. Şiirinde Lefkeli Saffet Bey, Ata’sına olan sevgisini, saygısını, vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirmiştir.  

Atatürk’e[2]

Ecel, sesin kısılarak onu çağırmasaydın

Ona muhtaç yurdumuzdan onu ayırmasaydın:

Türk diyarı üç yüz sene güneş görmez olmuştu

En son kalan Türk yurdunda bile renkler solmuştu

Bu uğursuz kasırgada Altın Ordu …..[3] tan

Yanıp gitti iki yurdda bulunmadı bir arslan.

Bu güneşsiz ıssız yurdda her şey sönük ve kırık

Bütün sesler mâtem sesi hep inilti hıçkırık

Kazılmıştı son yurdunda mezarı bir kara gün

Her tarafa saldırmıştı duygusuzluk ve ölüm.

Mahşer işi ölülerin arasından dipdiri

Kımıldadın ve güneşi sen yolundan döndürdün.

Volkanlardan korkunç olan karanlığı söndürdün

Ak elinle sensin silen lekeleri ve kiri.

Canını hiç düşünmedin canımızı düşündün

Senden kuvvet alıyordu yarattığın yeni gün

Güneş artık öz yolunu bulmuş bu gün doğuyor

Türk dünyası karanlığı ta erkenden boğuyor.

Kartaca’nın mezarından bu yurdu sen kurtardın

Türk tarihi ganıyorken kudurmuşken o yangın

Bağımsızım yurdumdaki bağımsızlık sendendir

Çarpan her Türk kalbi sana açılmamış metfendir.

Gönlüm sanır hiçbir ağaç çiçek açmaz nedendir?

Ağaçların vereceği çiçek değil kefendir

Yusemini kefenlerde görmek derin elemdir

Bugün benim içyüzümü anlıyan yâr semendir.[4]

Duyguların en temizi senden taşıp gelendir

Canımızı yakan bugün büyük milli matemdir.”

Vefatının 86. Yılında Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla, minnetle, rahmetle anıyoruz…

 

 

[1] “Lefgeden”, Halkın Sesi, Yıl: 3, Sayı: 509, 17 Son Teşrin (Kasım) 1944, s. 2.

[2]  Saffet, “Atatürk’e”, Halkın Sesi, Yıl: 4, Sayı: 836, 10 Aralık 1945, s. 2.

[3] Gazete baskısında bura boş bırakılmıştır. (E.A.)

[4] Semen: yasemin